👤

Arkadaşlar bana Japonya ile ilgili bilgiler verirmisiniz uzun olsun lütfen boş cevap istemiyorum aksi taktirde bildiririm ​

Cevap :

Cevap:

Japonya’nın nüfusunun 2017 itibarıyla 127 milyon 760 bin olduğu tahmin ediliyor. Ülke nüfusu 2010 yılında son kez artarak 128 milyon 57 bin 352’ye ulaştı, o tarihten bu yana ülke nüfusu azalma eğilimine girdi.

Ulusal Nüfus ve Sosyal Güvenlik Enstitüsü, mevcut azalma eğiliminin sürmesi halinde nüfusun 2065 yılında 88,1 milyona düşeceği, o tarihte nüfusun yarısından fazlasının 55 yaş üzerinde olacağı uyarısında bulunuyor. Japon yetkililer gelecek 50 yılda bu durumu kontrol altına alarak, ülke nüfusunu 100 milyonun üzerinde tutmayı amaçlıyor.

Nüfusuna kıyasla küçük bir ülke olan Japonya, 4 büyük ada ve bunların açığındaki yüzlerce küçük adacıktan oluşuyor. Batısında Japon Denizi, güneyinde Doğu Çin Denizi, kuzeyinde Ohotsk Denizi ve doğusunda Kuzey Pasifik Okyanusu ile çevrili.

Dağlık coğrafya üzerine kurulu ülkede 60’ı hala faaliyette 165 yanardağ bulunuyor. Ülkenin en yüksek dağı 3 bin 776 metre yükseklikteki Fuji Dağı. Ülkede yoğun volkanik hareketin eseri, çok sayıda akarsuyun suladığı verimli ovalar bulunuyor.

Japonya, sık sık depremlerle anılıyor. 11 Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem, Fukuşima nükleer santralinde sızıntıya, dünyanın birçok bölgesine uzanan dev dalgalara, 20 binden fazla kişinin ölümüne ve en az 300 milyar dolarlık hasara yol açtı.

16. yüzyıla kadar derebeylik düzeni içinde yaşayan ülke, Avrupalılarla ilk kez bu yüzyılda temas kurdu. Adalara ayak basan misyonerler, burada Hristiyanlığı yaymaya çalıştı. Hristiyanlığın ve Batılı düşüncelerin Japonya’ya zararlı olacağına inanan Japon liderleri, bir süre sonra tüm yabancıların ülkeye girişlerini yasaklayarak, yeniden içe kapanma dönemi başlattı. Bu dönemde yalnızca Çinli ve Hollandalı tüccarların ülkeye girmesine izin verildi. Japonya’nın dış dünyayla tek temas noktası bu tüccarlar oldu.

Japonya’da 19. yüzyılın 2. yarısında yeni bir dışa açılma dönemi başladı.

Ülkede dışa açılma ve ticaretin gelişmesiyle, 1867 yılında derebeylik sistemi yıkıldı, ardından 1868 yılında İmparator Meiji’nin iktidarı ele almasına kadar geçen dönemde kargaşa hüküm sürdü.

Meiji iktidarıyla, ülkede 20. yüzyıl başına kadar süren bir imparatorluk düzeni kuruldu. Meiji idaresinde Japonya, hızlı bir batılılaşma hamlesi başlattı, modern sanayileri, politik kurumlarıyla modern bir toplum modeli kurulması hedeflendi. Japonya bu dönemde 1894-1895 yıllarında Çinlilerle, 1904 ve 1905 yıllarında da Ruslarla savaşarak bölgede genişlemeci bir güç siyaseti izledi.