👤

enerji kaynaklarının tüketilmesi ve bunların çözümünde biyolojinin katkıkarı

Cevap :

Cevap:

Günümüzde tüketimi durmadan artan ve gelecekte de durmadan artmaya

devam edecek olan en önemli ihtiyaçlarımızdan biri hiç şüphesiz enerjidir.

Artan enerji ihtiyacı hızlı nüfus artışı, trafik yoğunluğu, kentleşme ve

sanayileşmede hatalı yer seçimi v.b. çevre sorunlarının giderek artan

boyutlara ulaşmasına neden olmaktadır.

Ülkemizde çevre sorunları, son yıllarda giderek artan bir oranda gündeme

gelerek kamuoyunun ilgisini çekmeye başlamıştır. Enerji sektörü de

günümüz yaşantısında vazgeçilmezliğinin yanısıra üretim, iletim ve tüketim

aşamalarında giderek artan çevre sorunları yaratmakta ve kamuoyunun

tepkisine neden olmaktadır.

Atmosfere verilen kirleticilerin ve sera gazlarının büyük bir bölümü enerji

sektöründe yani enerji üretimi ve tüketimi, ya da çevriminden

kaynaklanmaktadır.

Günümüzde dünyadaki enerji üretimi daha çok fosil yakıtlı termik santraller,

hidroelektrik ve nükleer enerji santrallerinden karşılanmaktadır.

Türkiye'de yaygın olarak kullanılan fosil kökenli petrol, kömür, doğalgaz gibi

enerji kaynaklarının sınırlı olması bu kaynakların kullanımında verimliliğin

arttırılmasını ve yeni enerji kaynaklarının yaygınlaştırılmasını

gerektirmektedir. Böylece enerji açısından dışa bağımlılığın yarattığı

olumsuz etkiler azaltılabilecektir. Üretim ve refah seviyesini etkilemeden

enerji tüketiminin azaltılması yani enerji tasarrufu, daha güçlü ve rekabet

şansı artmış bir ekonomi ve daha az kirletilmiş bir çevre için gereklidir.

Endüstriyel faaliyetler sonucunda, her yıl atmosfere yaklaşık 20 milyar ton

karbondioksit, 100 milyon ton kükürt bileşikleri, 2 milyon ton kurşun ve

diğer zehirli kimyasal bileşikler salınmaktadır. Tüm bu faaliyetlerin insan ve

çevre için büyük bir tehlike oluşturabileceği bilinmesine karşın dünyanın bol

ve ucuz enerjiye olan ihtiyacının arttığı da bilinen bir gerçektir. Bu nedenle