Cevap :
Açığa vurmak: Gizli, saklı bir şeyi herkese duyurmak, ortaya çıkarmak.
Açık kalpli /yürekli: Samimî, içi temiz, içi dışı bir olan kimse.
Açık kapı bırakmak: Gerektiğinde bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak, kesip atmamak, ileriyi düşünerek ılımlı davranmak.
Açıkta kalmak (olmak): 1. İş ve görev bulamamak. 2. Yersiz yurtsuz kalmak. 3. kimilerinin elde ettikleri bir yarardan mahrum olmak.
Barut kokusu gelmek (burnuna) : Savaş ya da tehlikeli bir şey olacağını sezmek.
Bastığı yeri bilmemek: Sevinç, heyecan, vb. etkisiyle davranışlarını denetleyememek, şaşırmak, ne yaptığını bilememek.
Başı dertte (olmak) : Sıkıntılı, tehlikeli bir durum içinde (olmak).
Başı kabak: 1. Saçları dökülmüş. 2. Başında şapka, başörtüsü vb. olmayan.
Bir araba laf: Bir yığın gereksiz, yersiz söz.
Bohçasını koltuğuna vermek : Kovmak, defetmek, işine son vermek.
Burnu büyümek : Kendini büyük biri olarak görmeye başlamak; başkalarını
Bağrı yanık : Çok dertli, acılı (kimse).
Kulak kabartmak
Süt dökmüş kedi olmak
Gözden düşmek
Göze girmek
Eli ayağına dolaşmak
Ağzı kulaklarına varmak
Süt dökmüş kedi olmak
Gözden düşmek
Göze girmek
Eli ayağına dolaşmak
Ağzı kulaklarına varmak