once: ÇEKİRDEK GÜRBÜZ - Bir sabah Gurbuz meşe ağacının gol- gesine oturmuş Etrafa bakınmış ama kimseleri görememiş. Sadece yaprakla- nn hafif esen ruzgârın etkisiyle çıkar- dığı sesler duyuluyormuş. Gözleri ka- panmak uzereymiş. O sırada "Pat" diye bir ses duymuş. Bu ses, yanına düşen meşe palamudu- nun sesiymiş Mese palamudu "Ohhö, öhhoo..." diye birkaç kez oksurmuş. Ardından da Gurbuze "Sen de kimsin?" diye sormus "Ben badem çekirdeğiyim Adım Gurbuz Senin adın ne?" Meşe palamudu: "Benim adım da Tombis." demiş ve sözlerini sürdürmuş: "Tek başına burada ne yapıyorsun? Ailen nerede? Öhho, öhoo" "Onlar sehirde yaşıyorlar." demis Gürbüz Ardından da sormuş: "Sen hasta misin? Neden öksürüyorsun?" "Su ve hava kirliliği yüzünden hepimiz hasta olduk. Şu derenin hâlini gö- rüyor musun? Sence burada sağlıklı bir yaşam sürdürülebilir mi?" ? Gürbüz az ötesindeki dereyi o zaman fark etmiş. Kalkıp derenin kıyısına doğru yürümüş. Derenin suyu siyaha yakın bir grilikte akıyormuş. Suyun kenarındaki otlar, çürümüş ya da sararmış. Dere boyunca suya yakın olan ağacların birçoğu da kuruymuş Gürbüz bu duruma cok üzülmüs. Niyazi ŞİMŞEK • Değerler Eğitimi Serisi • Çalışkan Arı Yayıncılık »​