👤

1. metinde sunulan temel görüş nedir? 2.metinde öne sürülen ve temel görüşü destekleyen önermeler nelerdir?
3. metinde hangi temel kavramlar kullanılmıştır?bu kavramlara hangi anlamlar yüklenmiştir. metinde bilgi ve dil hataları var mıdır?
4. metindeki çıkarımlar akıl ve mantık ilkelerine uygun mudur?
5. metindeki hangi akıl yürütme yolları kullanılmıştır?
6. metinde kullanılan argümanlar iyi temellendirilmis mıdır?
uygulama:
Kant ın , felsefesi genel olarak , eleştiri felsefesi olarak adlandırılmaktadır . Kant in "eleştiri" derken ne demek istediği ortaya konduğunda, onun akıl görüşü de belirginlesmektedir. Kant saf aklın elestirisinde eleştiriden ne anladığını şöyle ortaya koymaktadır. " eleştiriden kitapların ve sistemlerin eleştirisini değil, tüm deneyden bağımsız olan bütün bilgileri bakımından, genel olarak akıl yetisinin eleştirisini anlıyorum."bu tanıma göre Kant ta eleştiri, tüm deneyimden bağımsız içme hiçbir deney malzemesi karışmamış , yeni saf , deneyi incelemek bakımından da apriori olan bilgiler göz önünde tutularak akıl yetilerinin eleştirisinin yapılması anlamına gelmektedir. aklın saf, apriori bilgilerinin eleştirisi, Kant a göre , doğrudan doğruya nesnelerle, nesnelerin deneysel bilgisiyle ugrasmayacak , nesnelere ilişkin olan ama yalnızca saf akıldan kaynaklanan bilgileri göz önünde tutacak ; bu türden bilgilere dayanan , bunun yanında da nesnelerin deneyimini olanaklı kılan bilme yetilerinin sınırlarını gösterecektir. bu anlamda eleştiri , Kant ta bir sınır çizme olarak ortaya çıkmıştır .
bu metinden hareketle;
1.kant felsefesinin temelini oluşturan kavramlar nelerdir
2.kant in bilgi hakkındaki görüş ve argümanları nelerdir
3.kant a göre bilginin sınırı nedir


Cevap :

Cevap:

Uygula Aşağıda eserin ac verilen soruyu ceva ESER AÇIKLAMAS Voltaire bu eser saf Candide'nin fil kötülüğün de oldu da iyimserliğin ge aramaktadır. Son a 18-19. YÜZYIL FELSEFESİNİN DÖNEMİN DİL VE EDEBİYATI İLE İLİŞKİSİ Felsefenin dil ve edebiyatla olan ilişkisi, 18-19. yüzyıl felsefesini önemli ölçüde etkilemiştir. Düşüncelerin oluşturulması ve bunların aktarımı felsefenin dışına çıkmış, genel olarak sanatta özel olarak edebiyatta yeni anlatım yöntemleri kazanmıştır. Edebiyat, bir yandan düşünce alanını genişletmiş bir yandan da insanların kitaplara olan ilgisini artırmıştır. rülmeye başlanmıştır. Bu dönemde burjuva sınıfının giderek büyümesi, felsefenin yanı sıra dil ve 18. yüzyılda matbaaların sayısı hızla artmış ve Avrupa'nın çeşitli yerlerinde birçok yayın gö- edebiyata olan ilgi edebiyat ve felsefe alanında verilen ürünlerin artmasını sağlamıştır. Siyaset, sanat ve felsefe gibi alanlarda yapılan entelektüel tartışmaların gazete ve dergilerde anlatıldığı, problemlere yönelik eserlerin de kitaplaştığı görülmektedir. Akıl, deney, ilerleme, özgürlük, insah hakları, adalet ve eşitlik gibi kavramlar sık sık kullanılmıştır. Edebî eserler, felsefenin halk arasında yayılmasına etki eden en önemli alan olmuştur. Filozoflar, edebî eserler de kaleme almıştır. Dil ve edebiyat alanındaki yazarların eserlerinde de felsefenin etkisi görülür. Felsefi ve edebî eserlerin giderek çoğalması düşünsel zenginliği artırmış ve halkın aydınlanmasında etkili olmuştur. 18-19. yüzyıl felsefesinin dil ve edebiyatla olan ilişkisi, ağırlıklı olarak Fransa olmak üzere büs tün Avrupa'da görülür. Fransa'da Voltaire, Montesquieu ve Rousseau gibi filozoflar, önemli felsefi eserler vermiştir . Ayrıca dönemin en ünlü yayını olarak bilinen Ansiklopedi’de d’Alembert ve Diderot gibi düşü- nürlerle beraber yazılar yazmış ve bu ansiklopediden cilt cilt yayımlamışlardır. Eleştirel bir tavır içinde yazılan bu eserler, o zamana kadar edinilmiş birçok bilgiyi içinde barındırması ve geniş bir kitle tarafından okunması açısından önemlidir. Bu filozoflardan bazıları, düşünsel ve eleştirel ya- yınlarının yanı sıra olay örgüsü içeren edebî türlerde de eser vermiştir. Bu eserler aydınlanmanın ruhuna uygun, felsefi içerikli eserlerdir. Yazarlar, eserleriyle kültürel etkileşime hız katmis; halkın aydınlanmasına katkı sağlamış ve bu çabalar da Fran sız ihtilali'nin oluşmasında etkili olmuştur. 18-19. yüzyılın sonlarına doğru özellikle Fransız ihtilali’nin etkisiyle aristokrasi rejiminin or- tadan kalkması, düşünsel alanda duygu ve düşüncenin ideal formlarda ifade edilmesini sağlayan özgür bir ortam hazırlamıştır. Bu yeni durum, edebiyatta romantizm akımını ortaya çıkarmıştır. Romantizm; toplumun bütün sınıflarına hitap eden, duygu ve coşkunun önemli olduğu ve sade bir dilin kullanıldığı edebî akımdır. Bu akımın ilkeleri 19. yüzyılda Victor Hugo tarafından belirlenmiş, bu aklım çıkıyor felsefe ve edebiyatı etkilemiştir . Romantizm akımına tepki olarak doğan realizm akımı, insan ve toplum gerçeğini anlatma üzerine şekillenerek bu dönem felsefesini etkileyen edebî akım olmuştur. Tolstoy ve Dostoyevski önemli temsilcilerindendir. kısaca özeti