Cevap :
ÖRNEKLER:
Para kazanabilmek için başka işler yapmaya başladı. (amaç)
Okumak için gittiği şehirden hemen sıkılmıştı. (maksat)
Finale çıkabilmen için şarkıyı çok güzel söylemelisin. (koşul-şart)
Annesini ziyarete gidemediği için kendini kötü hissediyordu. (neden, sebep)
Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgüleme)
Senin için her şeye katlanırım. (uğruna)
Senin için her şey çocuk oyuncağı zaten. (görelik)
Onun için pek iyi şeyler söylemediler? (hakkında)
Bu ev için ne kadar kira ödüyorsun? (eve karşılık)
Faturaları yatırmak üzere bankaya gidiyorum. (amaç, için)
Arabayı haftaya getirmek üzere kiralayabilirsin. (koşul-şart)
Yemeği hazırlayın, misafirler gelmek üzere. (zamansal yakınlık)
Anlaştığımız üzere kimse ses çıkarmayacak. (gibilik)
Sınavı kazanayım diye çok yoğun çalışıyorum. (amaç)
Kar yağıyor diye sobayı yaktı. (neden)