👤

Onun fikirlerine ve duygularında hiçbir şey değişmemiştir Bugün gidişten o da memnun değil Ne bu yaşayış tarzına ne evlerine girip çıkan insanları O da Beğenmiyor Fakat ne çare ki iş çığrından çıkmış karısına olan zaafı yüzünden Yahu daha başka sebeplerden kendini bir kere bu korkunç akıntıya kaptırmıştır bu müdafaalar Bu zaafa bir mazeret göstermekten başka bir şey için değildir yukarıda hakim bakış açısı ile anlatılmış metni gözlemci bakış açısına çevirir misiniz ? ​

Cevap :

Cevap:

Gramofon bütün gece çalar, çılgın kahkahalar, çığlık çığlığa boğuşmalar içinde durmadan dans

edilir, temelinden sarsılıyor gibi olan evin harap tavanlarından tozlar yağardı...

Ekseriya oturduğu yerde sönen mumun önünde uyuyup kalan Ali Rıza Bey, ilk sabah ışıkları içinde

gözlerini açtığı vakit, evi hâlâ bu gürültüler içinde sarsılıyor bulurdu.

Ailenin misafirliğe gittiği gecelere gelince, o vakit de yine bitip tükenmez hazırlıklar sebebiyle

akşam yemeklerine vakit kalmazdı. Kızlar, yengeleriyle beraber saatlerce sökük dikerler, bozulmuş

elbise parçalarından uydurma süsler hazırlarlar, vücutlarının görünecek yerlerini kolonya ile silerler,

ayna karşısında kantocu kızlar gibi boyanırlardı.

Küçük, büyük evin bütün insanlarına arız olan titizlik ve hırçınlık Ali Rıza Bey’e de sirayet ediyor

gibiydi.

İhtiyar adam bazen kızıp köpürüyor, bu rezaletlere tahammül edemeyeceğini bağıra bağıra söyle-

meye başlıyordu. O vakit Hayriye Hanım, nerede ise koşup yetişiyor:

“Ali Rıza Bey çıldırıyor musun? Ne yapalım şimdi böyle geçiyor... Kızlara koca bulmak lazım... Eve

kapatılmış bir kızı bu zamanda kimse arayıp sormuyor... Bu yaptıklarımız sırf onlara hayırlı bir kısmet

bulmak için... Çocuklarına hanlar hamamlar mı yaptın, bırak biçareler de başlarının çarelerine baksın-

lar...” diye çıkışıyordu. Görünüşte Şevket de bu fikirde idi:

— Baba, hayat değişmiş, diyordu. Emin ol ki bu eğlencelerde zannettiğin kadar korkulacak bir

şey yok... Şimdi bütün dünya böyle... Ne yapalım... Asrın icabatına uymaya mecburuz... Sen başka bir

zamanın adamı olduğun için bunların ne kadar tabii ve zaruri şeyler olduğunu görmüyorsun.

Ali Rıza Bey evvelâ şaşırdı, oğlunun da öteki çocukları gibi değiştiğine, bozulduğuna hükmetti.

Fakat biraz sonra anladı ki Şevket yine eski Şevket’tir.

Onun fikirlerinde ve duygularında hiçbir şey değişmemiştir. Bu gidişten o da memnun değil, ne bu

yaşayış tarzını, ne evlerine girip çıkan insanları, o da beğenmiyor; fakat ne çare ki iş çığrından çıkmış,

karısına olan zaafı yüzünden yahut daha başka sebeplerden kendini bir kere bu korkunç akıntıya

kaptırmıştır; bu müdafaalar bu zaafa bir mazeret göstermekten başka bir şey için değildir.

Oğlunun söz söylerken aldığı suçlu ve me’yus tavır da bunu göstermiyor mu idi? Evet, Şevket yine

eski Şevket’ti. Bu olan şeyleri ne bu zaman ne de hiçbir zaman tabii ve zaruri bulmuyordu. Ne yapsın

ki ok yaydan çıkmıştı.

EN İYI SEÇERSEN MEMNUN OLURUM

~İYİDERSLER~