Cevap :
Cevap:
Maymun
“Ormanın birinde 2 maymun arkadaş varmış. Biri temizmiş, düzenli olarak bitlerini ayıklarmış. Diğeri ise tembel ve pislik içinde yaşarmış. Bir gün temiz maymun haşır haşır kaşınma sesi duymuş. Gidip bakmış, bir de ne görsün bizim pis maymun acı çeker gibi kaşınıyor. Temiz maymundan yardım dileniyormuş. Temiz maymun da ona yardım etmiş ve onu bir güzel temizlemiş. Sonra da demiş ki "Bak bitlerin seni ne hale düşürdü küçücük bit deyip geçme sonra başına işler açabilir.”
şimdide çokça bilinenlere bakalım
çokça bilinmiş fabllar
Tilki İle Leylek
Tilkinin iyiliği tutmuş bir gün ! Leyleği yemeğe buyur etmiş – Ama, demiş tilki, bizde misafir Umduğunu değil bulduğunu yer. Meğer tilkinin cimrisi hepsinden betermiş Bir çorba çıkarmış topu topu O da sulu mu sulu Hem nerden getirse beğenirsiniz? Tabakta. Leylek gagasıyla uğraşadursun Tilki bitirmiş hepsini bir solukta. Leylek kızmış, ama çekmiş sineye. Bir zaman sonra O da tilkiyi buyur etmiş yemeğe. – Hay hay, demiş tilki, nasıl gelmem? Ben dostlara naz etmesini sevmem. Tam saatinde gelmiş. Leyleğe türlü diller dökmüş. Şu güzel bu güzel, Hele yemeğin kokusu Gel iştahım gel! Gerçi tilkilerin iştahı Pek nazlı değilmiş ama Et kokusu başka şeymiş. – Kuşbaşı galiba, demiş Bayılırmış etin böylesine Hele kıvamında pişmişine. Derken yemek sofraya gelmiş, Gelmiş ama nasıl? Kokusunu al, eti arada bul! Dar boğazlı upuzun bir çömlek içinde Tam leyleğin gagasına göre Tilki burnunu burgu etse nafile. Kısmış kuyruğunu evine dönmüş. Aç kaldığına mı yansın Bir kuşa rezil olduğuna mı? El alemi aldatanlar Bu masal size: Bir gün sizi de sokarlar Kurduğunuz kafese … ( Jean de La Fontaine )
Aslan ile Fare
Herkese saygı göstermeli elden geldikçe. Umulmadık kimselerden fayda görür insan. İşte bu, gerçeği anlatan bir hikaye, Daha nice bin hikaye arasından. Pençesi dibinde bir arslanın, Dalgınlıkla bir fare çıkıverdi. Bu fırsatı kullanmadı sultanı ormanın, Fareye dokunmayıp bir büyüklük gösterdi. Bu iyiliği boşa gitti sanmayın; Kimin aklına gelir ki bir an, Fareye işi düşer arslanın? Ama o da bir gün dışarı çıktı ormandan; Gitti tutuldu bir ağa. Ne çırpınma, ne kükreme … Kâr etmez tuzağa. Bay fare koştu; dişiyle arslanın ağını, Öyle bir kemirdi ki ağ söküldü nihayet. Sabırla zamanın yaptığını; Ne kuvvet yapabilir, ne şiddet. “İyilik eden iyilik bulur.” “Hizmet et benim için, hizmet edeyim senin için.” “İyilik iki baştan olur.” (Jean de La Fontaine)
Karga ile Tilki
Bir dala konmuştu karga cenapları; Ağzında bir parça peynir vardı. Sayın tilki kokuyu almış olmalı, Ona nağme yapmaya başladı: “-Ooo! Karga cenapları,merhaba! Ne kadar güzelsiniz,ne kadar şirinsiniz! Gözüm kör olsun yalanım varsa. Tüyleriniz gibiyse sesiniz, Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.” Keyfinden aklı başından gitti bay karganın. Göstermek için güzel sesini Açınca ağzını,düşürdü nevalesini. Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim, Size güzel bir ders vereceğim: Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir, Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.” Karga şaşkın,mahcup,biraz da geç ama, Yemin etti gayrı faka basmayacağına. ( Jean de La Fontaine )
Tavşan İle Kaplumbağa
Tavşan ikide bir böbürleniyor:
-Kimse benden hızlı koşamaz, diyormuş. Sonunda kaplumbağa dayanamamış:
-İstersen yarışalım, demiş.
Koşuya başlamışlar. Tavşan epeyce yol aldıktan sonra, “Hıh, o sırtı kabuklu hayvancık sürüne sürüne kim bilir ne zaman sonra bana yetişir?” diye düşünmüş.
-Şu ağacın altına biraz uzanıp dinleneyim, demiş. Uyuyakalmış.
Kaplumbağa ağır yürüyüşü ile yürümüş yürümüş, hiç dinlenmeden yol almış.
Tavşan bir ara gözünü açmış. Bir de ne görse beğenirsiniz, kaplumbağa neredeyse yarışı bitirmek üzereymiş. Hemen fırlamış, rüzgar gibi koşmaya başlamış. Ama ne çare, kaplumbağaya yetişememiş.
Böylece tavşan yarışı kaybetmiş. Aldırış etmemenin cezasını çekmiş. Kaplumbağa ise düzgün adımlarla, durmadan yürüdüğü için yarışı kazanmış.