AKINCI TÜRKÜLERİ Tuna boylarında sıra selviler Tan yeri estikçe sessiz ağlarmış; Gül bahçelerinde baykuşlar öter; Şu virânelikler eski bağlarmış.
Namazgâh bir otluk, kalmamış taşı; Çeşmelerden akan, kanlı gözyaşı... Orda bir güzel var, çatılmış kaşı; Ak alnına kara çatkı bağlarmış... Kırık minârelerden duyulmaz ezân... Hep ocaklar sönmüş, devrilmiş kazan. Bir inilti duydum, sandım bir ozan; Sesime ses veren karlı dağlarmış.
Söğüt dallarında hasta serçeler Eski akın destanını heceler. Tuna ağlıyormuş bazı geceler; Göğsünde kefensiz şehitler varmış.
Bozulan bağların üzümü acı; Asi köle kesmiş eski haracı; Yine yedi kral giymişler tacı, Şahin yuvasını kargalar basmış.
Haydi eski ozan, al sazı ele, Düşmanlar içine düşsün velvele; De ki: Hor bakmayın bu durgun sele; O, yetmiş bir kavme akın çıkarmış...
BU ŞİİRDE REDİF, KAFİYE, NAZIM BİRİMİ TÜRLERİNİ NELERDİL ACİL!!!