👤

LET Ada bilgisayarda açtığı yazı dosyasına bakıp duruyordu. Bir görünüp bir kaybolan imlece kilitlenmieti sanki. Ablaunin onu seyrettigini fark etmemeti "Benim göremediğim bir pey ml görüyorsun o sayfada Ada? Yarım saattir bakiyorsun dal" "Of Bir hikaye yariemas var. Konu serbest ama aklıma bir sey gelmiyor. Odol bir dizüstü bilgisayar Hayalim, bu masa Üsto bilgisayardan kurtulmak. "Ne kadar süren var?" Öğretmenime iki saat içinde göndermeliyim. O de başka bir yere iletecekmiş çünkü. "Himmm... "Ablaaa! Sen fikir versen..." "Arkadaşlarına haksızlık olmaz mi bu?" Ado, yorum yapmadı. Bor sayfaya bakmaya ko- yula, Sonra birden aklına sınıf arkadaşı Irem geldi ve onu aradı. Telefon hemen açıldı. "Efendim!" "Trem! Ne yaptın? Yazabildin mi bir hikâye?" "Of. Ada!" Hiç sorma. Yazacaklarım hazır ama bilgisayarım bozuldu. Yazamıyorum. Öğretmenimizi aradım ama telefonu kapal Katılama- yacağım... Üzgünüm yani. Sen söyle, ben yazayım diyeceğim Irem ama.. o kadar vakit yok. Kendime konu bula- madım daha. Hikâyenin konusu ne?" Irem, yazamayacağı hikâyeyi en ince ayrıntısına kadar Ada'ya anlattı. Ada, telefonu kapattıktan sonra hikâyenin etkisinde o kadar kalmıştı ki kendisi için bir sey düşünemiyordu. Iremin hikâyesi çok etkileyiciydi. Düşüncelerinden ayrılmaya, kendi hikâyesini yazmaya çalist Kone olmadı . Balkona çıktı , evin içinde dolandı, yemek yedi. Ama.. lihl Hiçbiri ise yaramadı . Kala kala bir saati kaldı hikâyeyi teslim etmek için. Sonra. Kararlı bir şekilde oturdu bilgisayarın başına ve İrem'in anlattıklarının hepsini yazdı. Uç sayfalık bir hikâye çıktı ortaya. Gereken düzenlemeleri yaptı ve öğretmenine iletmek için posta kutusunu açtı. Dosyayı ekledi . Ama son anda yazan kısmını boş bıraktığını fark etti ve tereddüt etmeden doldurdu orayı . Yüksek sesle "Veee... Gönder!" dedi . "Yazan: Irem Erdem. 182/4A​