Mürşit Efendi'yi ince bir şilteye yatırmışlar, üstüne eski bir asker battaniyesi örtmüşlerdi. Zehra artık kendini zapt edemedi: Baba... Benim zavallı babam, diye feryat etti. Yüzüstü yere kapandı, gözlerinden sel gibi yaşlar akarak babasının ayaklarına kapandı. - Baba... Zavallı babam... Affet beni... 1 Zehra'nın artık hiçbir eksiği kalmamıştı. Acımayı öğrenmiş olarak Anadolu'daki mektebine döndü.
Bu parçada romanın yapı unsurlarından hangisi yoktur?