kum fırtınası yahut, kölelerin dikkatsizliğine uğraya- rak içimin geçtiği bir sırada sersemlikle kımıldaniver- mem çöl sıcağında pişerek yavaş yavaş ibrişimlenen bu cerahat tiresini koparabilirdi. O zaman?! Aklıma hemen tabancam geliyordu, tam çıbanı- min olduğu yere namlusunun dayanacağı toplu, eski sistem, dum dum kurşunlu tabancam. Onuncu günü Emîr geldi, vezir geldi, eşraf ve halk geldi, hurma ormanı panayır yeri gibi insanla doldu. Cadı da gelmişti. Iğnesini çıbanıma soktu, hiç ağrı duymuyordum, içinden haşlanmış balık gözüne benzettiğim ufacık, toparlacık, bembeyaz bir sert boncuk çıkardı, etrafa gösterdi. BURDAKI ISIM TAMLAMALARINI BULUR MUSUNUZ